Mr. Kumpir
2006 yılında kurulan Altın Şehir Gıda, Mr.Kumpir ile ilgili altyapısını oluşturmuştur.
Altın Şehir Gıda A.Ş.’ye ait, dünyada 100’ün üzerindeki ülkesinde tescilli markalardan olan Mr.Kumpir, Türkiye’nin en sevilen gıda ürünlerinden biri olan kumpir’e yeni bir bakış ve bir konsept oluşturarak, girişimcilerin karşısına yeni bir fırsat olarak çıkmaktadır.
Türkiye ve tüm dünyada verdiği franchise’larla ve ‘Dünyayı Doyuran Lezzet’ ve ‘Dünyaya kumpir Yapmayı Öğretiyoruz’ sloganlarıyla 2006 yılından beri sektörde varlığını sürdüren Mr.Kumpir, 2011 yılının ikinci yarısından itibaren geliştirdiği yeni bir mimar konsept, kurumsal kimlik ve genişletilmiş menü seçenkleriyle Türkiye ve dünyadaki girişimcilere geri dönüşü hızlı bir yatırım ve güvenilir bir marka sunmaktadır.
Bugün Mr.Kumpir, alanında tüm dünyadaki ve Türkiye’deki en yaygın franchise markası olarak ve girişimcileri ile beraber kazan-kazan mantığı güderek; tüketiciye sağlıklı ve besleyici ürünler sunmakta, karlı işletmeler açtırmakta ve reklam kampanyaları ile çalışmaları desteklemektedir.
Vizyon
- Sağlıklı, besleyici ve ekonomik bir temel ürün olan kumpiri tüm dünyaya tanıtmak
Misyon
- Mr.Kumpir'i tüm dünyadaki girişimcilere düşük maliyetli, yüksek kazançlı, kolay işletilen bir iş modeli olarak sunmak.
Değerler
- Tüketicilerine sağlıklı ve besleyici ürünler sunmak.
- Franchise sahiplerine karlı işletmeler açtırmak ve onları sürekli desteklemek.
- Çalışanlarının güvenli bir iş ortamında kendilerini geliştirmelerini sağlamak.
- Yatırımcılara kazançlı bir iş modeli sunmak.
- Müşteriye ilgi ve tüm çalışmalarda müşteriye odaklılık ile geliştirmek.
- Yenilikçi ve sağlıklı ürünler sunmak.
Tarihçe ve Kilometre Taşları
- 2006 yılında yolculuğuna başlayan ve kuruluş anından itibaren uluslararasılaşma modelini benimseyen Mr. Kumpir, gelişme ve verimliliğe odaklı büyüme stratejisi ve iş modeliyle paydaşlarına değer katmaya devam etmektedir.
- 2006 yılında kurulan Altın Şehir Gıda, Mr.Kumpir ile ilgili altyapısını oluşturmuştur.
- 2007 yılının ortalarından itibaren franchise vermeye başlamıştır.
- 2011 yılının ikinci yarısından itibaren geliştirdiği yeni bir mimar konsept, yepyeni bir kurumsal kimlik ve genişletilmiş bir menüyle Türkiye ve dünyadaki yatırımcılara geri dönüşü hızlı bir yatırım ve güvenilir bir marka sunuyor.
- 2012 Şu anda dünyada 100'e yakın ülkede Mr.Kumpir tescili sahibidir.
Politika ve Felsefe
- Mr. Kumpir paydaşlarının (müşteriler, çalışanlar, hissedarlar ve tedarikçiler) öngörülebilir kârlılık ve sürdürülebilir kalite, çevre, sağlık ve güvenlik, emniyet gibi ihtiyaçlarının en iyi şekilde tespit edilmesi ve beklentilerinin yerine getirilmesini bir görev edinmiştir.
- Girişimcilerini ve tedarikçilerini uzun vadeli bir ilişki sürdürmek adına ortağı olarak düşünür.
- Bu prensip Mr. Kumpir mesleki ahlak kurallarıyla taahhüt edilir.
- Yüksek gıda kalitesine ulaşarak besleyici, sağlıklı ve leziz kumpiri tüketicilerle buluşturma yolunda, gerekli yasal kurallara, düzenlemelere ve gereksinimlerine uymayı taahhüt eder.
- Ürün ve hizmetlerin yüksek kalitesinin devamlılığını sağlamak her çalışanın sorumluluğundadır.
- Sürekli iyileştirme ve yenilik müşterilerinin ve şirketin ekonomik başarısını desteklemek için, başlıca amaçtır.
- Global büyüme politikalarından biri kültürel farklılıklara saygı göstererek, uluslararası ve süreç odaklı ekip çalışmasının devamlılığını sağlamaktır.
- Kaynakları dikkatli, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanmayı taahhüt eder.
Hedefler
- Dünyadaki girişimcilere geri dönüşü hızlı bir yatırım ve güvenilir bir marka sunarak kumpirin yurt dışında çekim merkezi haline gelmesini sağlamak.
- Dünyadaki girişimcilere geri dönüşü hızlı bir yatırım ve güvenilir bir marka sunarak kumpirin yurt dışında çekim merkezi haline gelmesini sağlamak.
- Yurt içinde ve yurt dışında kurulmuş olan kumpir konseptini Mr.Kumpir adı altında daha da güçlendirmek ve bu pazarda sürekli büyüyebilmek.
- İnovasyon, yönetim kalitesi, güçlü finansal yapı, ve rekabetçiliği ile alanında kurumsal bir örnek oluşturmak.
- Hazırlanışı ve içeriği bakımından fast food sektöründeki en sağlıklı ve en doğal ürünü olan kumpiri dünyaya tanıtmak ve farkındalık kazandırmak.
Her derde deva patates, çok eski zamanlarda Amerika’da yetiştirilmiş olup, İnkalar ona tanrısal bir anlam bile yüklemişlerdir.
Kristof Kolomb’un izinden giden İspanyollar Peru topraklarında İnka hazinelerinin yanı sıra patatesi de ülkelerine getirmişlerdir.
Kumandan Pizzaro, 1535 yılında patatesi İspanya kralına takdim etmiştir ama kral bu yumrudan pek hoşlanmamıştır. Yaklaşık elli yıl sonra İngiliz soylusu Sir Walter Raleigh Virginia’da patatesi yeniden keşfetmiştir.
Ancak bu kez İngilizler patatesi çok sevmişlerdir. Zamanla İtalya’da, Almanya’da, Rusya’da ve Fransa’da patates tarımı başlamıştır. Ancak İngilizlerin aksine bu ülkelerde bu ürün hayvan yemi muamelesi görmüştür. Bir tek fakir çiftçiler patatesten kendilerine yemek yapmışlar.
Patatesi mutfakla tanıştıran Fransız Parmentier olmuştur. Aynı zamanda subay olan Parmentier, patatesin askeri faydaları üzerine ciddi araştırmalar yapmıştır. O dönemde Avrupa’da baş gösteren kıtlık tehlikesi üzerine patates “nimet” olmuş, üzerine bilimsel kitapçıklar yayınlanmıştır. Sonunda Fransa Kralı, Parmentier’e Paris civarında tarlalar tahsis etmiş ve düzenli yetiştirilmeye başlanmıştır.
Soğuk iklimli Almanya’da halkı açlıktan kurtaran patates olmuştur, Keiser II. Wilhelm köylülere patates yetiştirmeyi zorunlu kılmıştır.
Türkiye’ye 19. Yüzyılın sonlarına doğru Jön Türklerin Avrupa özentisi olarak gelmiş, İstanbul’da egzotik bir yiyecek olarak yaygınlaşmıştır. 1800’lerin sonlarında yıllık beş bin ton ithal edilir olmuş. “İthal ikamesi” olarak İstanbul Karadeniz kıyılarında ve Sakarya nehri vadisinde Akova’da patates yetiştirilmeye başlanmıştır.
1895 yılında Alman uzman Dr. Hermann Adapazarı civarında bir deneme istasyonu kurmuş, şimdi yetişen cinsleri geliştirmiştir. Türk mutfağına geç girmesine karşın çok sevilmiş ve yayılmıştır.
Bugün patates mutfaklarımızın, özellikle çocuklarımızın vazgeçilmezi olup, her ülkenin mutfağında yerini almıştır. Orijini tek olduğu için, farklı ülkelerdeki adları da birbirinden türemiş. Fransızca patate, İtalyanca patate, İngilizce potatoes, İspanyolca patatas olarak geçmiştir. Almanca kartoffel, Rusça kartofel veya kartoşka denir. Yerin altında yetiştiği ve elmaya benzediği için olsa gerek, Fransızlar “yer elması” anlamında “pomme de terre”, Almanlar “Erdapfel” demektedirler. Bundan ötürü, kızarmış patatese verilen isim “pommes frittes”, “kızarmış elma”dan gelmektedir. Türkiye genelinde ise adına “patates” denirken, kuzey doğuda patatesi Ruslardan tanıyan bölgelerde adı “kartol”dur.
Kumpirin hikâyesi ise çok yenidir. Yugoslavya’da alüminyum folyoda pişirilen, içine salata konulan patatese “krumpir” denilmektedir. İngilizlerin içine sos koyarak yediği patates, 1991 yılında ülkemize getirildiğinde bize has zengin mezelerle doldurularak yepyeni bir ürün olmuştur. Öncelikle ülkemizde hızla yayılmış, sonra diğer ülkeleri fethetmiştir.
Türkiye’de yapılan kumpir, tereyağı, kaşar ve çeşitli leziz salatalar, mezeler ve soslar katılarak hazırlanan bir üründür. Şekli benzediği için adını Yugoslav krumpir’den almıştır. Ancak fırında pişirilmesi ve kendine has içeriği ile kumpir Türk mutfağının bir ürünüdür.
Son derece besleyici bir kök olan patates, hiç yag içermez. Orta boy haşlanmış ya da fırında pişirilmiş bir patates sadece 100 kalori verir. Lifli bir besin olduığu için hazma yararlıdır. Elma, armut veya ayvadan daha fazla C vitamini içerir, bir patates günlük C vitamini ihtiyacını karşılar. Ispanaktan daha fazla demir içerir. Içindeki B6 vitamini ile iştah açar, sakinleştirir, bağışıklık sistemini güçlendirir.
Patates nitrik asit ve çinko deposudur, ishal veya mide-barsak sistemi bozukluklarında değerli bir diyettir. Haşlanmış patates, annelerin ishal olan çocuklarına verdiöj kocakarı ilacıdır. Patates ağırlıklı beslenenlerde beyin kanaması %6 azalır, akcifjer kapasitesi artar, bayanlarda göğüs kanseri riskini azaltır.
Ucuzluğuna karşın patates tüm dünya ülkelerinde kabul görmüş değerli bir besin olma yolunda hızla ilerliyor. Polonya’da ailelerin %90 her gün patates yiyor. Amerika’da her yıl 15 milyon hektar toprağa mısır, pamuk ve patates ekiliyor.
Patates Bol miktarda C ve B vitaminleri ile potasyum ve kalsiyum içeren patates, protein, bakir, demir ve fosfor da içerir.
Patatesin Faydaları:
- Vücuda enerji verir, halsizliği ve yorgunluğu giderir.
- Kandaki şeker oranını düşüren patates şeker hastaları için faydalıdır.
- Damar sertliğini giderir.
- Sindirimi kolaylaştırır ve kabızlığı önler.
- Kanı temizler.
- Kansere karşı koruyucudur.
- Bağırsak şişliğini ve basur ağrılarını azaltır.
- El ve ayak çatlaklarına iyi gelir.
- Bağırsak kurtlarını düşürmeye yardımcı olur.
- Böbreklere faydalıdır.
- Normal ve kuru ciltler için yararlıdır